18 Eylül 2011 Pazar

Teşekkür ederim beni büyüten herkese ve her şeye..

Şuan fonda slow bi şarkı var ve son kez düşündüğüm, son kez satırlarımda olan insanlar.. Çünkü öyle bi yerdeyim ki artık hepsinin hayatımdan çıkma zamanı geldi. İçim bi buruk, özlerim belki onları.. Ama geri dönüşü yok sonun başladığı yerdeyim. 
Yarın herkes yepyeni bi sabaha, yepyeni bi hayata uyanacak. Bir daha girmemek, geri dönmemek üzere çıkacağız hayatlarımızdan.. Ve ben o insanlara en güzel şekilde veda etmeye geldim.. Bi son yazmaya geldim..
Mutlu bi son değil ama. Benim yazdığım son biraz buruk.. Ama yine de hepsini hep gülümseyerek, hep iyi anılarımızla hatırlayacağım..
8 senelik arkadaşım, kardeşim gibi gördüğüm insan; belki bu kadar bencil, anlayışsız olmasaydın, hayatıma giren herkesten beni kıskanıp arkamdan dolaplar çevirmeseydin şimdi herşey bambaşka olabilirdi. Ama olmadı.. Yine de çok hakkın var bende. Omzunda ağladım o kadar bu bile yeter aslında seni güzel hatırlamama..
Sen deli gibi sevdiğim çocuk; seni de iyi hatırlamak istiyorum ama bunu başarabileceğimden emin değilim. O kadar acı çektirdin ki bana.. Bana o kadar derinden sarstın ki beni.. Şimdi seni güzel hatırlamak değil, hiç hatırlamamak isterdim aslında.. Ama yine de bana yakışanı yapıcam. Sende hayatımın en güzel 3 ayını yaşattın bana.. Kimse de yapmadığım şeyleri senin için yaptım. Seni gözlerin için bile çok iyi hatırlayabilirim..
İlk aşkım, 3 senem; sana yaşattıklarım için senden özür dilerim.. Senin kadar açık yürekli, senin kadar cesur olamadığım için senden özür dilerim.. Sen bana seni seviyorum derken, senden kaçmak zorunda kaldığım için özür dilerim.. Ama şunu bil, bende seni çok sevdim..
Ve diğerleri.. Arkadaşlarım, sevdiklerim, sevemediklerim hatta nefret ettiklerim; sizi bile güzel hatırlayacağım.. Çünkü sizin sayenizde büyüdüm.. Sizin sayenizde olgunlaştım.. Şimdi yepyeni bi hayatın kapısının önündeyim sizleri bu kapının arkasında bırakıp giriyorum içeriye.. Hepiniz sağ olun..

İşte bu kadar söyleyeceklerim.. Biraz buruk bi yazı oldu ama.. Böyle de bitsin, şuan dinlediğim şarkıların sözleriyle tamamlansın..

Güvenmek istedim kendime, fırsatım vardı, olmadı..
Birazcık şahlansam, yakıştırılmadı. Tatmin oldular..
Elden birşey gelir mi ? 
Kıymet bildiklerim gibi benim de bilinir mi ?
Sen haklıydın her zaman, annem gibi..
Haksızlığı da koydum bavula, yalnızlığı da aldım yanıma,
Teşekkür ettim her şey adına, gidiyorum, gidiyorum ama bitmiyorum..
Haksızlığı da koydum bavula, yalnızlığı da aldım yanıma,
Teşekkür ettim her şey adına, gidiyorum, gidiyorum ama etmiyorum eyvallah..

Şimdilik hoşça kalın, yeni yazılarla burda olucam :)

1 Eylül 2011 Perşembe

Aşk tesadüfleri sever..

Sanırım aşk gerçekten tesadüfleri seviyor ama biz bunların kıymetlerini bilemiyoruz. Yaa dün bi avm'ye gittim sinemadayım kuzenimle sonra film arasında telefonu elime alıp direk benimkinin profiline baktım. Şuna benimki demeyim artık ela göz diyeyim. Bi baktım arkadaşını tam da benim olduğum avm'ye çağrıyo. O filmin ikinci yarısı bildiğin bi eziyetti benim için. Sanki görsem nolcak ? Selam veremiyorsunuz birbirinize. Neyse film 40 dakikanın ardından bitti ben yine faceye baktım. Arkadaşıyla yazışmışlar ve benim ela gözlümle hala aynı mekandayız. Benim gözler onu aramaya başladı ama yok arkadaş nasıl kalabalık. Her gördüğümü ona benzetiyorum ama hiçbiri o değil. 1 saat falan döndüm oralarda ama yok. Sonra bindim bi taksiye ama taksiden bile hala bakıyorum arkama. Yanımdan geçen bütün arabaların içini dikizledim hatta belki onu görürüm diye. Yok göremedim. Ama o beni gördü mü bilmiyorum.
Ve çok değil 1 saat önce aynı mekandaydık yine. Bişey oldu mu diye sorsanız hayır olmadı. Bazılarınıza saçma gelebilir ama ben böyle şeylere hep yorum katarım. Ne bileyim sürekli onunla karşılaşmam kader bizi bi yerlerde birleştiriyo düşüncesini harekete geçirmiyo değil. Ama biliyorum ki çok saçma. Ama ben yine de Aşk tesadüfleri sever'i izleyip hayal kurabilirim. Hem ela gözlüm de çok seviyo o filmi. 
Tamam akşam akşam fazla kafa ütüledim ama napayım çok seviyorum o yüzden saçmalıyorum işte. Neyse görüşmek üzere..

29 Ağustos 2011 Pazartesi

Yollarda bulurum senii !

Geçenlerde eski bir arkadaşım buluşmak istedi. Ama eski arkadaş derken sürekli buluştuğum biri falan değil en son üç yıl önce takılıyoduk yani. Can sıkıntısına peki tamam buluşalım dedim. Ama nasıl rezil oldum anlatamam. Bi kere şortun altına ağustos sıcağında alakasız bi renk çorap giymiş. Yemin ediyorum onu yoldan çıkaran arkadaş, kötü kız gibi hissettim kendimi yanında. Neyse alıştım ona bi zaman sonra. Geçtik bi cafeye oturduk bişeyler içtik falan. Kız kafayı yurtdışıyla bozmuş yanında dolar falan var o derece. Hesabı istedim. Tutturdu paranı bana ver seninkini de ben ödemiş gibi olayım diye. Aklı sıra garsonlara havalı gözükecek. Var mı lan bende o göz ! Hayır dedim inatla. Sonra garson hesabı getirdi paraları koyduk falan. Bizimki ben bahşiş bırakıcam dedi bi baktım dolar bırakıyo ! Dolarda türk lirasında 1 buçuk lira yani büyük bişey değil. Adam geldi "Dolar mı?" dedi. Bizim kide "Biz Almanya'da yaşıyoruz da." demesin mi ! Adamın düşüncelerini okudum resmen. "Mal mı lan bu kız ? Bahşiş bırakıyorsun bari işime yarayacak bişey bırak. Almanya da yaşıyo şortun altında çorap var!" gibi gibi.. Nasıl kalkıp gittiğimi bilmiyorum. Bi de cool sanıyo kendini. Neyse ki gün bitti evlerimize geldik. 2 gün sonra hoop bi telefon."Buluşalım mı ?" İçimden "Tövbe billah buluşmam bi daha" gibi şeyler geçerken kafamda bi ampul yanıverdi. Uzun zamandır sevdiğim ve sözde unuttuğum çocuk kesin dışardaydı ya da dışarı çıkacaktı bu saatte ben bu kızı alıp çocuğun evi tarafına gidersem kesin görürüm düşüncesiyle "tamam tatlım buluşalııım!" dedim çok geçmeden buluştuk. Bu seferde uzun kollu giyinmiş. Giyinebilir ona lafım yok ama bana laf atıyo ordan "ayy be biçim giyinmişsin!" hööö ? Ne diyosun sen yavrum ? Bi de kızda bi çene anlatamam. 2 saat zaman geçiriyosak 20 kelime anca konuşabiliyorum yemin ederim. En sonunda ben buna baskı yaptım gidiyoruz çocuğun evinin tarafına ama sebebini bilmiyo kız. Sonra ben çocuğu gördüm. Hemen yolun öbür tarafına gittim beni göremeyeceği ama benim onu rahatlıkla görebileceğim bi yere. Sonra iyice yaklaştı. Allaaaam sana geliyorum ! O nasıl bi insan ! O nasıl bi tatlılık ! Birazcık unuttuysam da yine aşık oldum, yine yine ve yineee ! Saç uzamış, bronzlaşılmış ve yazlık kıyafetlerle tam anlamıyla muhteşem olmuş ! Tabi yanımdaki kızdan dolayı o beni görmedi bile :( Bende içimden "yollarda bulurum seniii" şarkısını söyleye söyleye gözden kaybolana kadar ona baktım. :( Alllam nolursun bi daha göriyim ! Noluurr :( 
Bu arada bu bana musallat olan kız son 36 saattir ısrarla benimle buluşmak istiyor. Sürekli bi bahane buluyorum. Ve hatta ben bu yazıyı yazarken bile aradı. Telefonumda 6 cevapsız arama var. Umarım bi daha ona mecbur kalmam. Ve umarım ela gözlümü yine görürüm :/ Şimdilik hoşça kalın..

23 Ağustos 2011 Salı

Dost dedikleri şey ne, çok merak ediyorum !

Ya benim yüzüm cidden ne aşktan yana güldü, ne arkadaşlıktan, dostluktan. Aşkı geçtim de hadi insan 8 senesini geçirdiği bi arkadaşından, kardeşim dediği insandan nasıl böyle soğuyabilir henüz çözemedim.
Ben saf mıyım, salak mıyım bilmiyorum ama var bi tuhaflık. Benim bi arkadaşım vardı. Biz ona bayan ego diyelim !! 8 sene aynı sınıfta okuduk. İlk 5 sene içinde çok kavga ettik hatta ilk 3 sene her tenefüs örtmenimiz bizi öpüşüp barışmamız için zorlardı. 6'ya başladığımız sene diğer kankalar gitti ayrı okullara biz kaldık öyle mal gibi. Şimdi arkadaş olcaksın yani zorunlu yoksa göt gibi kalcaksın ortada.(bizim sınıfta bi gruplaşma vardı ve genelde biz iki saftirik katılmazdık onlara öylede havadaydı bi taraflarımız) Biz bununla baya kaynaştık falan. Bu arada başka bi hatun daha var ki bu hatun "5. sınıfa kadar ağzı var dili yok ayyy canım yaa şuna bak sesi soluğu çıkmıyo" dediğimiz bi arkadaştı. Sonra bu 6'ya geçince kudurdu. Böyle bi fesatlıklar, ara bozmacalar falan. Nedense hedef i de bizdik bayan egoyla. İlla bozcak aramızı, taktı. Neyse biz bu bayan egoyla kavga ettik. Salak zaten her boka trip atıyodu. Bu kızdan bahsederken tüylerim diken diken oluyo. Her neyse bu diğer hatun geldi bana ayrı, ona ayrı konuştu. Biz bununla iyice uzaklaştık, koptuk. Uzun bi süre konuşmadık falan. Sonra bu bayan ego kuyruğunu kıstırdı bana geldi yine. Ama lanet olsun ki benim bokum bok. Sinsiyim biraz. Kinciyimde. Nefrette ederim. Utanmasam iftira bile atarım. Höh çok karaktersiz oldum. Ama bana yapılanı unutamam napiiim ? O götoş beni mal gibi bırakmadı mı ? Bıraktı ! İçimin soğuması lazım yanii. Sonra aynısını ben buna yaptım. Ama bu bayan ego yine haklıymış triplerine falan girdi. Alllaaaam git bi kaşık su da booooğ ! Sonra biz 6. sınıfın sonunda bu aptalca sorunlarımızı hallettik. 7. sınıfta bu salağa bi hırs geldi derslerde falan beni geçicek illa. Anasıda sınıf örtmenimizdi ayrıca. Bende o sene derslerini falan nasıl saldım ama anlatamam. Böyle başımda kavak yelleri esiyo. Yanıma biri gelip beni uyarcak olsa "ne beeeee ! ben böyle çok mutluyum!" cümlesini duyup uzuyo. Sonra tabi bu takdiri kaptı ama daha öncekilerden çok daha yüksek bi ortalamayla. Ben bu yılanın e-okuluna baktım. Anaaam ! 50-60 olan yazılılar olmuş 90-95 ! İlk soğukluk ordan girdi tabi. Sonra bu salak bana sana bişey itiraf edicem dedi söyle dedim. Benim o zamanlar aşık olduğum bi çocuk var. Ama nasıl aşığım, ölüyorum bildiğin. Demesin mi "Ben ondan hoşlanıyorum ! Çok komik çocuk !" Laaan ! Ben bu kızı öldürmiyim de napıyım ? Orda o saçlarını tek tek koparıp, o yılan gözlerini tırnaklarımla oyasım geldi yeminle. Ama salak gibi bişey demedim ben buna. Lay lay lom devam ettik. Sonra ben matematik kursunda başka birine aşık oldum. Onun için hafta da 4 saat matematik çekiyodum. Gerçi kaçıyoduk kurstan o da oluyodu genelde HİHİHİHİHİ. (kendini şirin sanan kız gülümsemesi) Sonra bu bayan ego buna da asılmaya başladı. Alllaaam delircem ! Yok buna şarkı söylemeler bilmem neler. Sürekli o bişeyler anlatıyo, ben bişey anlatsam dinlemiyo, üzülsem tek kelime söyleyip aklınca beni teselli ediyo, varsa yoksa onun dertleri, onun sevinçleri. En son sudan bi sebepten dolayı köpek çektim ben buna. İyi de etmişim oooooh. Sonra uğraştı tabi benimle barışmak için. Bu egosunu saklayıp konuşmaya çalıştı benimle falan. Yok dedim istemiyorum. Bi de millete mağduru oynuyo pis çiyan ! Şimdilerde hayatımın en kötü anısı olarak kutulara sakladım onu. Aklımıda başıma aldım yani. Onun gibi biriyle bi daha karşılaştırma beni Allaaaaam ! Kimseyi karşılaştırma hatta ! Siz de siz olun kimseyle bu kadar içli dışlı olmayın. Boku çıkıyo işin. Baktınız çok sırnaştı, sinsi sinsi halledin işinizi yani ben yapıyorum öyle. Arada şart. :) Bu arada herkese böyle değilim yani yanlış anlaşılma olmasın. Kötü bi kız değilim ben ! :)))) hadi hoşça kalın. Görüşmek üzere :)))

20 Ağustos 2011 Cumartesi

İnsan olmak hiç mi akıllarına gelmez şu "bazı" erkeklerin ?

Hangimiz daha önce hiç aşık olmadı ki ? Hangimizin kalpleri hızlı hızlı çarpmadı ki ? Eğer aramızda bir "öküz" barındırıyorsak derhal terketsin, derhaal !
Sanırım ben hayatımda bir kere aşık oldum. Ondan önce aşık olduğumu sandım ama çocukluktu, hayaldi.
15 Şubat 2010.. Aman Allah'ım bana neler oldu o gün ! Hiç haz etmediğim, kendini çok beğendiğine inandığım bir çocuk.. Dünyanın en güzel gözlerine sahip olan çocuk.. Bana yanıldığımı düşündürdü kendisi hakkında.. O kadar tatlıydı ki konuşmaları, bakışları.. Hayatımın en güzel 2 ayını yaşadım sayesinde. Ama hayır sevgilisi değildim. (iyi ki değildim!) 
Ve sonrası.. Yalanlar.. Ve benim avuçlarım arasında kalan kocaman bir hayal kırıklığı !  Üzüldüm, ağladım, yemeden içmeden kesildim. Uzunca bir süre gülmedi yüzüm.. Sonra kendimi toparladım hayatımda artık onun olmadığını kabullendim kii hoppa yine geldi bütün dengemin içine sıçtı ! Sonra bir daha yok oldu gitti.. Bir sene içinde kaç kişiyle çıktığını sayamadım. Ama ben aptal ben yine vazgeçemedim, unutamadım ! Hep o 2 ayı yaşadım durdum kafamın içinde.. Ve dilimde bir "keşke" dolandı gitti. Ama sonrasında o "keşke" "iyi ki" ye dönüşüverdi ! Çünkü öyle bir insanı sevmişim ki 3-4 tane kızla aynı anda çıktı ! Sonrası mağlum.. Bu sefer gerçekten bitti.. Demet Akalın'ı da açtım bi güzel.. Oh..
" Kalbime kurdum mahkeme.. Yargıladım seni her gece.. Hafifletici bi bahane bulamadım..
Bu sefer kendini yakala artık.. Konuşacak, korunacak aşk bırakmadın..
Kalbime kurdum mahkeme.. Yargıladım seni her gece.. Hafifletici bi bahane bulamadım..
Yukarıda Allah var diye kendimi yokladım, hakkın var mi diye bir baktım, 
Aklımı baya bir zorladım, yapamadım ! Aşk gözünü açtı ! 
Ne bir dakika alırım, yok, yok, yok, ne bir dakika veririm, yok, yok, yok,
Hayatın kıymetini, senden iyi bilirim !
Sen aşık olanı üzdüysen eğer, aşkın sihrini bozduysan eğer,
Cezalısın, artık sabıkalısın ! " 
Sonra da iyice bi düşündüm kısacık hayatta canımı sıktığıma değer mi ? Hemde onun gibi bi şerefsiz için ? Değmez ! Dedim ki kızım Alice daha yaşın kaç, başın kaç.. Bi gün o hayal ettiğin aşkı yaşayacaksın.. Kafana hiçbir şey takmayacaksın.. Kafana taktığın toka bile bi süre sonra başını ağrıtıyosa, kafana toka bile takmayacaksın. ;) Hadi şimdilik kendinize iyi bakın :)))

Önce tanışalım :)

Merhabalar. :) Ben Alice. :) Ankara'da yaşıyorum ve liseye daha yeni geçtim. :) Aslında kendimi tanıtma fasıllarında pek iyi olduğum söylenemez. Elimden geldiği kadar anlatmaya çalışıyorum derdimi. :)
Yaşım gereği hala bi meslek seçimi derdi var çevremde. "Büyüyünce ne olacaksın ?" sorularının önünü alamadım henüz. Hala soruluyor. Eğer sizde merak ederseniz Radyo-Televizyon eğitimi alıp, radyo programcısı olma niyetindeyim. Televizyon taraflarında inanın ki gözüm yok. Bence radyo daha samimi, daha içten. Ne bileyim ben radyo dinlemeyi tercih ederim genelde. Bu arada edebiyatla da ilgileniyorum. Nazım Hikmet, Özdemir Asaf, Atila İlhan, Sunay Akın, Can Yücel gibi gibi.. Ayrıca arada bişeyler yazıp çiziyorum. (olduğu kadar) Onun dışında bende her insan gibi müzik dinlemeyi, gezmeyi, yüzmeyi çok severim. Kulağa hoş gelen her şeyi dinlerim deyip ilk yazımdan "itici" olmak istemiyorum. Ağırlıklı olarak Pop-Rock dinlerim. Bi dönem hiç durmadan Sagopa Kajmer-Kolera dinlerdim ama artık pek dinlemiyorum. Ama yine de Sagolera bitanedir. :)
Unutmadan Pucca'yı çok sevdiğimi de eklemek isterim. :) Onun gibi kimliğimi deşifre etmememin özel bi sebebi yok. İşin büyüsü bozulmasın diye. :) Belki bi zaman sonra kim olduğumu da söylerim. :) Bana Pucca ya da dizüstü edebiyattan birilerinin özentisi olduğumu falan söylemeyin. Kitap yazmayı düşünmüyorum. :)) Hadi şimdilik hoşça kalın. :)